Tefhim Tarihi Sayılır Mı?
Selam millet! Bugün kafamı meşgul eden ve belki de en absürt sorulardan birine odaklanalım: “Tefhim tarihi sayılır mı?” Evet, yanlış duymadınız! Kimileri “Tefhim tarihi sayılır mı?” demiş, kimileri de “Ne alaka?” diyecek ama emin olun, bu yazı içinde bulacağınız her şeyin bir amacı var. Hadi bakalım, takılın, hem biraz gülelim hem de düşündürmeye çalışalım.
Tefhim Nedir, Öncelikle Bir Açıklayalım
Şimdi, bir an için kendinizi 25 yaşındaki bir İzmirli olarak düşünün. Yani, espri yapmadan duramayan, her an bir şeyler düşünen ve bir şekilde o düşünceleri insanlara dayatan biri… Her neyse, konumuza dönelim. Tefhim, aslında bildiğiniz, kelimeleri ve anlamları doğru aktarmak, yani bir konuda konuşmayı, anlatmayı, doğru biçimde ifade etmeyi anlatıyor. “Tefhim tarihi sayılır mı?” sorusu da tam burada devreye giriyor. Biz, her türlü kafamızdaki ‘şeyleri’ insanlara anlatırken, bazen ne kadar dikkatli oluyorsunuz? Gerçekten doğru anlatabiliyor muyuz? Özetle, tefhimde ‘tarih’ oluşturmak ne kadar doğru?
Bana Tefhim Tarihi Dediklerinde Aklıma Ne Geliyor?
Şimdi bu soruyu kendime soruyorum: Gerçekten tefhim tarihi sayılır mı? Yani, anlatırken, bir şeylerin tarihini anlatmak, başından sonuna kadar mükemmel bir şekilde olursa, bu bir tefhim tarihi midir? Bir an önce yazıya geçmemi istemişsiniz gibi, hayali bir diyalog kuruyorum kafamda:
Ben: “Bak, ben sana ne anlatacağım… Tefhim tarihi önemli bir konu, bir bakarsın hiç farkında olmadan tarih yazıyorsun!”
Arkadaşım: “Evet ama bu bir şey anlatmak, laf salatası yapmak değil mi?”
Ben: “Evet ama… bu bir sanat! İşte, seni bununla dondururum!”
İşte, tam da burada devreye giriyor “Tefhim tarihi sayılır mı?” sorusu. Eğer bir sohbetin içinde “bütün bir gün boyunca falan” diyerek anlatırken, o sözcüklerin bir yerde tarihe geçebileceğini düşünüyorsanız, tefhim tarihini oluşturan kişi siz oluyorsunuz. Yani, bazen gereksiz yere yanlış tarih saymaktan çok, doğru anlatmayı öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Birkaç Komik Günlük Hayat Sahnesi
İzmir’deyim ya, bir de arkadaş ortamımda sıkça komik olaylar oluyor. Bu yüzden de bazen tefhim tarihi saymakla, ağzımızdan çıkan her cümleyi anlatmak arasındaki farkı ayırt etmek zor olabiliyor. Bir örnek vereyim:
Bir Akşam Sohbeti:
Ben: “Bugün gerçekten hayatımın en ilginç günüydü! Her şey çok farklıydı… Hani, bir yerlerde ‘Geldim’ dediğimde, hep ‘Hoş geldin’ demişlerdi. Ama ne hoş geldin, o kadar garipti ki!”
Arkadaşım: “O kadar garipse, niye anlatıyorsun?”
Ben: “Bunun tefhim tarihi olarak kayda geçmesi lazım, dostum! Öyle bir anı işte, mükemmel.”
O an bir an duruyorum, ‘Ben gerçekten doğru anlatıyor muyum?’ diye içimden soruyorum. Sonra “Evet, tamam, insanlar anlamasa da, ben anlatırım!” diye düşünüp, bir şekilde devam ediyorum. İşte, bazen “Tefhim tarihi sayılır mı?” sorusunu sorarken, aklımdan geçen şey de bu oluyor. Ne kadar doğru anlatabiliyoruz ki? Sonuçta, yanlış bir şey anlatırsam tarih mi olur?
Tefhim Tarihi Sayılır Mı, Gerçekten? (Sonuç: Belki de…)
Sonuçta, tefhim tarihi sayılır mı sorusu düşündüğüm kadar basit değil. Bir şeyler anlatmak, bir başkasının anlaması için yapılan bir çaba olabilir. Ama bazen o çaba öyle bir hal alır ki, kendimizi anlatırken bambaşka bir noktaya gideriz. Benim için tefhim tarihi, biraz da içsel bir şey gibi. Ne kadar anlatırsak anlatıyoruz, ya da ne kadar doğru anlatırsak anlatalım, karşıdaki insanın bizi anlaması da önemli bir faktör. O yüzden, bazen kendimi “Tefhim tarihi” dediğimde buluyorum, ama gerçek tarihe dönüşüp dönüşmeyeceği hakkında hiç bir fikrim yok. Belki bir gün, günün birinde, birisi bir yazı yazarken ‘Tefhim tarihi sayılır mı?’ diye sorar ve ben de buna çok rahat bir şekilde ‘Evet’ diye cevap veririm. Neden olmasın?
Sonuçta… Tefhim Tarihi Sayılır Mı?
Bazen düşündüğümde, her şey aslında biraz da anlatmanın sanatı. İster bir olay, ister bir fikir olsun, doğru şekilde ifade edildiğinde, anlatılanlar bir anlam kazanıyor. O yüzden belki de “Tefhim tarihi sayılır mı?” sorusuna cevabım şu: Anlattığınız ne olursa olsun, doğru aktarılabildiyse, bir şekilde tarihe geçer. Hadi şimdi gidip, kendi hayatımda oluşturduğum tarihi paylaşıyorum. Çünkü belki de tefhim tarihi bir yere yazılı olarak geçmese de, biz bir şekilde anlatıyoruz ve o da tarihi oluşturuyor. Ya da belki sadece ben bir komedi yazmakla meşgulüm… Kim bilir?